5 Nisan 2010 Pazartesi

Bazen



Bazen tutmaz yaptıkların. Uğraşırsın, özenirsin istediğin sonucu alamazsın. Bazen hiç umursamaz rastgele yaparsın. Aniden canın çekmiştir, çocuklar istemiştir; buzdolabından çıkardığın malzemelerle bir kek çırparsın kabarır kabarabildiği kadar, yumuşak olur, şekeri, tadı yerindedir. Bazen de özenirsin ustalara, yumurtayla kabarsın pandispanya istersin, sonuç hüsrandır. Sen yine bildiğini yap dersin içindeki yaramaz kıza. Neyine gerek kabartma tozu kullanmadan yumuşacık pandispanya pişirmek?

Fotoğraftaki kekin başına gelenler de böyleydi işte. Biz ziyan etmeyip sandviç kek niyetine tükettik. Sizlere daha önce Necip Usta'dan söz etmiştim. Benim temel yemek kitabımdı Türk Mutfak Sanatı. Uzun yıllar İsviçre ve Amerika'da büyük otellerin Executive Chef lerinden biri olarak çalışan ustanın 1972 basımlı iki kitabını sahafta görür görmez satın almıştım.

Fransız Mutfak Sanatı Sofra ve Servis Bilgileri

Fransız Pasta ve Tatlı Sanatı

Eski cildi, sararmış ve güzel kokulu çeşit çeşit tariflerle dolu sayfaları ilk günler elimden hiç düşürmedim. Kitabı alalı iki aydan fazla olmuş ancak ben ilk denememi başarısızlıkla sonuçlandırınca diğer tariflere geçmeye niyetlenmedim bir türlü. Aslında bu başarısızlıktan çok denemelerime engel olan Necip Usta'nın diğer kitaplarında da kullandığı üslup. Şöyle ki: temel tarifleri veriyor, sonraki tariflerde bilmem kaç numerolu tarife bakınız diyor. Bir tarif için kitabın muhtelif sayfalarını dolaşmak gerekliliği girişimci yönümü bastırıyor. Bir diğer sebep ise bulamayacağım malzemeler. Yine de yazık ediyorum biliyorum. Onca güzel turtayı, pastayı, özel sosları, glasürleri, bisküvileri, tartları şimdiye çoktaaan denemeliydim. O tarihte makaron yapımına dair ipuçları veriyor, aslında başarılı sonuç olmanın kolay olduğunu söylüyor usta. Kitap başka birinin elinde olaydı neler yapmıştı kimbilir?

Benden söyelemesi: bu güzel tariflerin denemesi yavaş gidecek. Çünküm, yeni işimizde sevgilime yardım ediyorum, bir yandan fena halde hastayım, bir de iki gün önce sıkılan diş tellerim yüzünden yemek yiyemiyor, konuşamıyor, ağız içi yaraları ile cebelleşiyorum. Kaç gün olmuş bilgisayarın başına oturmayalı. Koşturmaca, yorgunluk, konforu bozulan çocukların şikayetleri arasında Narince'ye vakit ayırmaya çalışacağım.
Sevgi ve saygılarımı sunarım efenim.

Ben beceremedim ama ola ki siz denemek istersiniz:

Malzemeler:

  • 5 bütün yumurta
  • 100 gr. toz şeker
  • Yarım kahve fincanı sıcak su
  • Az rende limon kabuğu
  • 120 gr. elenmiş un
  • 4 yemek kaşığı elenmiş kakao
  • 1 kahve fincanı erimiş ılık yağ

Un, kakao, rende limonu birbirine karıştırınız. Ve muhafaza ediniz. -Burada sizi 184 nolu reçeteye gönderiyor kitap. - Yumurtanın içersine toz şeker ve suyu ilave ederek çelik bir kabın içinde çırpınız. Yumurta çırpma işleminin sonunda kendi hacminin altı misli kabarmış olmalıdır. Yumurta kabardıktan sonra kıvama geldiğini anlamak için çırptığınız teli havaya kaldırınız. Telden düşen yumurta parçaları çırptığınız yumurtanın üzerinde kaybolmadan kalırsa, yumurta kıvamına gelmiş demektir.
Yeterince kabaran yumurtalara bir kevgirle çalkalamadan ve fazla karıştırmadan unlu karışımı akıtır gibi ilave ederek yediriniz. Sonra yağı yediriniz. Hemen 20 cm. lik pasta çemberine boşaltarak 200-220 derece fırında yirmi dakika pişiriniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder