5 Nisan 2010 Pazartesi

BİR DUT MASALININ, NOSTALJİK BAHAR VEDASI

Eurovision 4. sü ,Hadise'yi, kutluyoruz.


masum kahvaltımız :) (mehtapcım gördün değilmi :) bak pazar günü tek lüksümüz bir avuç DUT oldu müsadenle !!!
çok serin ve güzel esintili bir yer,aklınızda olsun.
cafe içi Cafe içi
anadolu hisarı dere kahvesi girişinde
gözlerime takılan gül bahçesi fideleri,
çengelköy iskele meydanı
İlk dut mutlaka boğazda çıkar
Meşhur çengelköy salatalıkları
anadolu hisarı kalesi (köprü üstünden)
inönü yalısı
Erdal İnönü- Sevinç İnönü Yalısı (toplar önü hisar )
dere kahvesi sahili
dere kahvesi
göksudan kaleye bakış
Göksuya bakış
Çok sevdiğimiz en eski dost-arkadaşlarımız AHMET ve SEMRA'nın göksudaki evleri.
masal kahramanımın okulu
Masal kahramanımın doğup büyüdüğü evi (2-3 sene önce KOÇ Grubuna satıldı şirin evimiz )
göksuya bakış
göksu deresi
küçüksu kasrı temalı kahvelerimiz
( yokmu falıma bakaaan :)))))
ay ! kervanmı geçiyor, orada deve yüklerimi var ne ??? anlatın,anlatın !!
:)))))))) aman inşş. inş..
Manzara eşliğinde ,karşımızda rumeli hisarı ile huzur dolu anlar,
Küçüksu kasr-ı cafe işletmesi
Küçüksu kasr-ı




17 MAYIS BOĞAZDA BAHARA VEDA EDERKEN

Bu pazar sabahı, hiç plansızca düştük erkenden yollara.
Baharın adeta yaza yüz tutmuş davetine karşı koymak, imkansızdı zaten. Çekiyor insanı doğduğu büyüdüğü yerler, en yüksek sesiyle hemde çağırıyor sanki.
Bizde gelen bu büyük sesli davete icap edip,masal kahramanımın doğduğu ,büyüdüğü,okuduğu, onu bir tabak dut ile tavlayan :) evlendiği dut prensesiyle, düğün yemeklerini yediği, gezdiği,dolaştığı,binbir anıların yaşandığı en tatlı meyveleri ballı kara dutlarını büyüttüğü, kısaca binbir anılarının yaşandığı ve AYAK İZLERİnin olduğu yerlerde, anadolu hisarı'ndaydık.
Göksu deresindeki evlerinde öyle çok, ama öyle unutulmaz anılar vardırki, ahh sesi çıksa, dili olsada anlatsa bu güzelim bahçe ve evimiz size her anıyı tek tek..
Erik ve şeftali ağacının altında yenen yemekler, derekenarında yapılan balık-mangal partileri, şahane yaz sofraları, tüm aile -dost ve hisar komşularıyla paylaşılan nice bayramlar, nişan ve evilik yıllarımız, ağaç altlarında uyuttuğumuz ballı karadutlarımız, şimdi hayatta olmayan :( kurt köpeklerimiz, binbir çeşit kedilerimiz, güllerle dolu, filbahrilerin, hanımellerinin karıştığı, sebze - meyve ekili bahçemiz, kocaman kamaralı teknemizle denizde geçen, aylar ,yıllarımız, mehtap sefaları, gece ve gündüz boğaz turlarımız, yıllar yılı balık tuttuğumuz sandalımız, nice boğaz akıntısına kapılıp gittiğimiz maceralarımız, yıldızların altında demir attığımız güzelim koylarda sabahladığımız yaz akşamları , yazlık sinemalar, dere kahvesindeki okey ve tavla turnuvalarımız,toplar önünden denize dalıp karşı kıyıya yarışlarımız, dere kahvesinin orada AHMET'in Köfteleri !!!! , Sevinç İnönü ve Çok Çok sevdiğimiz Rahmetli ERDAL İNÖNÜ ile sabah sohbetlerimiz !! Kapı komşumuz, sevgili dostumuz sanatçı- mimar Nejat Yavaşoğulları ( bulutsuzluk özlemi ) ve ablası....... Oğuz marketimiz ve daha kimler geldi kimler geçti diyerek ;
ve acaba, yıllar yılı ,kaç kere daha anlatıpta doyamayacağımız bu anılarımızla çok duygulandık bugün . Nadiren doyamadığımız bir gün daha masal defterimizin anıları arasına yazılıverdi. Her deklanşöre basışımda bir kaydı daha resimlemek beni yıllar ötesine götürüyor, bir yerden diğerine sürüklüyordu. Her attığımız adımda ,eski dostlar ellerimizi sıkıyor, bahçelerden sabah kahvaltı masalarına davet ediyorlardı. İncirler meyveye durmuş beni selamlıyor, çilekler dutlar ise bana durmadan göz kırpıyordu. Hay allah oda ne bir kaç incide düşmesinmi uzunca süre durdukları yerden. Yuvarlanıverdiler gülümseyen yüzümden aşağı birer birer. Kıyamadı masal kahramanım :) uzun uzun yüzüme bakıpta.
Baktım onunda yaprak gözleri buğulanıvermiş DALGIN DALGIN..........

Herkese ve tüm anılara el sallayıp, boğaz yolumuzun diğer durağı çengelköye doğru yola koyulduk. Tesadüf bu kadar olur, radyoda Sezen Aksu'nun tek sevdiğim Ah istanbul şarkısı çalıyor...İyice efkarlanıverdik.
İstanbul iyice uyanmış, kalabalıklaşmıştı sahiller. Masalar dolu,kahvaltılar zengindi. !!!
Oysa Diyet sayfamda ,masal kahramanımda var olduğundan! Her ikimizde sadece tostlu ayranlı-çaylı kahvaltımızı çok cici bir cafede yapıp, elbetteki çengelköy salatası ve olmazsa olmazı dutlarımızı alıp ,bir kaçda hatıra resmi çekip, kahvelerimizi içmek üzere tekrar küçüksu kasr-ına doğru yola düştük. Yeni düzenlemeleriyle harika görünüyordu küçüksu. Hava inanılmaz sıcak, güneş ise yakıcıydı. Boğaz tekneleri turlara çıkmış, Gözlerimiz maviye bulanmış, damağımızda kahvenin mis gibi tadı, rumeliye doğru seyri aleme dalmıştık ......
Sonrada SİZ SEVGİLİ DOSTLARA ULAŞMAK ÜZERE EVİMİZİN YOLUNU TUTUP, TATLI BİR YORGUNLUKLA, ANILARIN KUCAĞINA UZANIVERDİK.........

YORGUNLUKLARINIZ KISA, ÖMRÜNÜZ UZUN VE KEYİF DOLU OLSUN.......
SEVGİLERİMİZLE.

*
Sayfamı SİZlerle paylaştıktan sonra :

Müsadenizle ; çok sevgili Görümcem OYA'ya, Nuray yengeme ve çocukları ALP-MURAT'a, Sevgili dostlarımız AHMET-SEMRA 'ya, çok sevgili arkadaşım aile dostlarımız BANU'ya, Çocuklarım ballı karadutlarıma, masal kahramanıma,
SEVGİLİ BLOG ARKADAŞLARIM :
Damak tadı gül,
Derinin peri evi Zehra,
Mevsimlerden Roma Mehtap,
İşitme kaybı Delfina
Mutfakta Zen Tijen
ve çok kıymetli Yaşamın Kıyısında Nur' a
Hitaf Ediyor, özlem dolu sevgiler yolluyorum İSTANBUL'dan her birine...
ANILARIMIZ SONSUZ OLSUN. SİZİ SEVİYORUM.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder