5 Nisan 2010 Pazartesi

Ciğer Seven Çocuklar

-Nerelisin oğlum?

-Adanalıyıkım.

Adana'da erkekler -çoğunlukla- sabahın kör vaktinde, işe gitmeden önce kahvaltı niyetine ciğerciye giderler. Yanlarında çocukları, sevdikleri olmadan nasıl zevk alırlar bundan, anlamam. Sevgilim bizim için yapar evde. Kaç çocuğa hafta sonu ciğer yiyelim dediğinizde olleeeyyy çığlıkları duyabilirsiniz bilmem. Ben iki tanesini tanıyorum ama.

Gün henüz ağarmadan küçük ciğerci dükkanları hazırlıklarını tamamlamışlardır.
Avcarlanmış, -soslanmış yani- ciğerler ince şişlere iki ciğer, bir kuyruk hesabı ile dizilmiştir tek tek. Artık dükkanın işine, müşterisine göre onlarca şiş. Yanında verilecek soğan salata ve acılı ezme de hazırdır. Dükkan lezzetten taviz vermiyorsa ezme için domateslere, soğanlara ince zırh çekilmiştir. Yoksa robot yüzü görmüş ezmenin tadı olur mu hiç? Sulanmış, kötü kokulu bir domates püresidir ortaya çıkan karışım. Zira eşim iş için Mersin'e gittiğinde sabah vakti uğradığı ciğercide:

- Benim hanım ezmeyi senden daha güzel yapar.
dediği ustanın şaşkınlığını anlatır zaman zaman. Olmaz ezme özen ister, sabır ister. Bugün ezme tarifi yok , başka zamana.

Kendimi överken konudan sapmayayım. Dükkanı anlatıyordum. Bol köpüklü ayranlar sürahilere paylaştırılmış, küçük tahta masalara yerleştirilmiştir. Yine her masada mutlaka kimyon!

Ocak yakılmış, kömürler köze dönüşmek üzeredir. Çayın kokusu sabahın soğuğunu alır gider.


Birer birer gelen müşteriler, yerleşirler tahta masaların başına. Bitirdikçe yenisi gelir, sıcak sıcak. Lavaşların arasına sıyrılır şişlerdeki ciğerler, üzerine kimyon serpilir bolca, yanına boylu boyunca bol naneli soğan salata, dürümler sarılır. Eşliğinde ezme, ayran, offf, oofff! İştahı yerinde birisi on beş yirmi şiş yer rahatlıkla. Peşinden sıcak çaylar yudumlanır, işin yolu tutulur.

Öğlen servisi de bitince bulaşık, temizlik vaktidir. Yüzlerce şiş tek tek zımparalanır, yıkanır. Ertesi günün malzemeleri hazırlanır. Doğranan ciğerlerin ve kuyrukların üzerlerine sıvıyağ, tuz, toz kırmızıbiber eklenip, şişlere dizilir, kaldırılırlar dolaba. Ertesi günü yine aynıdır küçük dükkanın. Şaşırmayın, yolunuz düşerse deneyin. Sabahın altısında ciğer, yenir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder