5 Nisan 2010 Pazartesi

Çocuklarda Yeme İçme Alışkanlıkları Üzerine



Aile, kültürün aktarımında birinci ve en etkili kurumdur. Okuldan, arkadaş gruplarından, kitle iletişim araçlarından çok daha önce içine doğduğu ailesi kültürü edindiği, kişiliğinin şekillendiği yerdir çocuk için. Toplumbilime daha fazla dalmadan çocuğun yeme - içme kültürünü ailede edinmesinin bugünkü konumuz olduğunu söyleyeyim.

Çocuklar ailesinde gözlediği ve yaşadığı sofra kuralları, yemekler ve çeşitleri ne ise onu öğrenirler. Sofrada bir arada olmaya gösterilen özen ve kutsanan bir aradalık pekiştikçe huzurlu ve sağlıklı yetişkinler oluyorlar gelecek yaşantılarında. Evde bir arada yemeğe özen gösterilmesinin o ailenin huzurunun ve mutluluğunun bir işareti olduğunu düşünüyor, bu konuyu da belki başka bir vakit konuşuruz diyorum.

Bir Karadeniz çocuğu hamsiyi nasıl severse, kuru dolma da Antepli çocuğun damağında özel bir yere sahiptir. Bize yenilmesi zor gelen arabaşını Yozgat'taki çocuk severek yiyebilir. Üstelik evde hazırlandığı ve de sunulduğu şekliyle olsun isterler. Bizim çocukların mercimek köftenin yanına yeşil soğan salatası ve ayranı, mantının üzerine sumağı araması gibi.
Bir keresinde oğlanın öğretmeni hem gülerek, hem şaşkınlık içinde anlatmıştı. O gün beslenmesini yememiş; sebepse şuymuş:

-Ben tulum peynirinin yanında çay severim. Sütle yenir mi hiç?

Bir daha da beslenme çantasına tulum peyniri koymadım. Huysuzluk değildi, kapris hiç değildi bu; sevdiği, alıştığı gibi olsun istiyor sadece.

Kıza sorsam akşama ne pişirelim diye, ilk cevabı:

-Kurufasülye pilav!

O kabul görmezse ikinci isteği:

-Karnıyarık!

olur. Kurufasülyenin yanına turşu ve soğan ister. Turp, her türlü yeşillik, özellikle maydonoz saplarını ve tereyi çok sever. Böyle gördü çünkü babasından. Sizin de kendi örneklerinizi bekliyorum.

Vereceğim tarif bizim evde en sevilen haliyle sebzeli ezme mercimek çorba.

Malzemeler:

  • 1 su bardağı mercimek
  • Bir baş kurusoğan
  • Bir küçük patates
  • Bir küçük havuç
  • Bir tepeleme yemek kaşığı domates salçası
  • Sıvıyağ
  • 2 su bardağı tavuk suyu
  • 6 su bardağı su
  • Tuz, karabiber, kuru nane

Hazırlama:

Bu çorbayı düdüklüde pişirmek en iyisi bence. Tencerede pişmesi çok uzun sürer ve kaynadıkça buharlaşan su yüzünden koyacağınız su miktarı artar, bu da çorbanın lezzetini olumsuz etkiler. Sıvıyağda ince yemeklik doğranmış kurusoğanları kavurun, sararınca salçasını katıp, şöyle bir çevirin ve suyunu, tavuk suyunu koyun. İyice yıkanmış mercimekleri, rendelenmiş havucu ve patatesi katıp, tuzunu ekin. Kapağını kapattığınız düdüklü kaynayıp, buharı çıktıktan sonra 30-35 dakika pişirin. Verdiğim su miktarı ortalamadır, mercimeğin cinsine, kalitesine göre değişir çekeceği su miktarı ve pişme süresi. Kapağını açtıktan sonra varsa blendırda çekin, pürüzsüz olana kadar, yoksa eski usül, delikli bir kevgirden tahta kaşığın tersi ile geçirin çorbanızı. Karabiber ve naneyi katıp, tuzunu ayarlayın. Bu oranda istediğiniz kıvamda bir çorba elde edersiniz ancak; oldu ya mercimeğiniz farklı, koyu ise biraz kaynar su katabilirsiniz. Sulu olmuş ise başka bir tencerede biraz un kavurup çorbanızı bu tencereye aktarın ve tekrar kaynatın, sorun çözülecektir. Afiyetler olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder