7 Nisan 2010 Çarşamba

BLOGUN HAYATIMIZDAKİ YERİ ( MİM)

Dünya tatlısı Burçin,bloglar arasında yeni başlayan bir mim için beni davet etmiş, bende "hay hay efendim" diyerek BLOGUN HAYATIMIZDAKİ YERİ isimli bu yeni mime dahil oluyorum.
1.Blog yazmaya ilk defa ne zaman başladım?Genelde tüm blog yazarları gibi bende, internette tarif ararken "Portakal Ağacı" ile karşılaştım. Portakal Ağacı ile başlayan takiplerim, diğer blogları keşfetmekle devam etti. 27 Eylül 2006 günü gece yarısı yine keşfettiğim blogları dolaşırken, "tıklayın sizinde bir blogunuz olsun" diye bir yazı ile başlayan tıklamalarım Blogcu ve sonrasında Blogger olarak beni buralara getirdi. O gün bu gündür tıklıyorum arkadaşlar:) Blogumu kurduktan sonra ilk olarak Sevgili Zuhal Yalçın'ın renkli toz şekerlerini yaparak sayfamda yayınlamış ve böylece blog yazmaya başlamış bulunmaktayım.
2.Blog yazılarımın konusu belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum?Blogumun isminden ve bu güne kadar yayınladığım yazılarımdan da görüleceği gibi yazılarımın konusu tamamen kendi mutfak deneyimlerim ve bunların paylaşımıdır.Blogumu sadece bu konudaki paylaşımlar için açtığımdan, başkaca konuları burada çok zorunluluk olmadıkça yazmak istemiyorum. Ve hatta, blogumu ziyaret edenlerin morallerini bozacak yada onları karamsarlığa sevk edecek en ufak bir hususu dahi burada yazmak istemiyorum. Çünkü burası benim sadece ve sadece mutfak ile ilgili deneyimlerimi paylaşım alanım ve ben bu şekilde çok mutlu oluyorum.
3. Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?
Blog yazmak için gün içinde herhangi bir şeyden feragat etmiyorum. Çünkü feragat edebileceğim fazla lüksüm yok. İşim, evim ve ailem ile geçirdiğim zamanlardan feragat edebilmem mümkün değil. Blog yazmak için feragat ettiğim tek bir şey var ise oda uykumdur. Genellikle yazılarımın büyük kısmını gece herkes yattıktan sonra yazdığım için, uykumdan feragat ediyorum. Ama zaten çok uyku uyumayı da sevmiyorum:)
4. Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
Kesinlikle hayır. Burası bir hobi blogu, devamlılık mecburiyeti söz konusu değil.Yazılarımı takip edenlerinde bu durumun bilincinde oldukları muhakkak. Burası hem benim hemde beni takip eden okuyucularımın dinlenme ve paylaşma ve eğlence alanı. Bu sebeple artan bekleyişin, eğlenceyi, zorunluluğa ve dolayısı ile huzursuzluğa çevirmesi mümkün değil, aksine daha çok heves ve daha çok mutluluk demek benim için.
5. Blog yazmayı daha ne kadar sürdüreceğim?
Buna kesin bir cevap vermek oldukça güç. Şimdilik hiç buradan ayrılmayacakmışım gibi geliyor ama günlerin neler getireceğini kimse bilemez değilmi? Umarım buradaki paylaşımlarımız hep devam eder.
Şunu söylemeliyim ki oldukça güzel bir mime davet etmiş beni Sevgili Burçin. Bende devam ettiriyorum ve Sevgili arkadaşlarım Burcu (Pastacı),

Hülya (Günebakan Tarlaları) ve


Ayşe'yi ( Yaman Tarifler) bu mime davet ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder