5 Nisan 2010 Pazartesi

Fırın Poşetinde Baharatlı Tavuk


Yok yok çok oldu artık yemek eklemeyeli buralara. Habire pasta börek, kek tart. Niye böyle? Çünkü yemekler akşama kalıyor, çünkü o saatte yeterince ışık olmuyor. Çünkü ev halkı sabırsızlanıyor, getir de yiyelim. Balık sezonu açılalı haftada bir, bazen iki balık tüketiyoruz. Fotoğraflanamıyor çoğu, başka zaman diyorum. Hoş, çeksem bile bakıyorum, ışık yok, tat yok fotoğrafta. Bu tavuk biraz eli yüzü düzgün geldi, zaten yazdan kalma, koymalı artık.

Tavuk yemekleri sıkıştığımızda kurtarıcıdır bizler için. Ya hemen atar düdüklüye, yanına bir pilavla kotarırsın akşam yemeğini. Ya da aniden misafir gelmiştir, üç beş sebze ekleyip poşetler fırına verirsin. Hoş görünüşlü bir yemek sunarsın sofraya. Tavuğu şu kuş gribi günlerinde ne çok özlemiştik. Tavuk değil de yumurtasızlık daha çok zorlamıştı beni gerçi.

Köy tavuğunun tadını çoktan unuttuk, balık yemiyle beslenmiş hayvanlar pişerken eve yayılan balık kokusu pek yok artık. Öyle alışmışız ki, geç pişen köy tavuğunun tadını yadırgarız artık. Tıpkı hazır yoğurtların tadına alışıp,ev yoğurdunun ekşimsi tadına dudak büken çocuklar gibi. Neyse ki bizim evde ekşi yoğurt makbul. Neyse tavuktan başlayıp yoğurda gelmişim ya bravo bana.
Güzelce temizlenmiş tavuk etlerinin yanına soğan, patates ve domatesleri doğrayın. Birkaç diş sarımsak, tuz, karabiber, kekik ve kimyon ekleyip şöyle bir harmanlayın. Sonra fırın poşetini usülünce unlayıp bütün malzemeyei boşaltın içine. Ağzını kapatıp, poşeti birkaç yerinden delip 250 derece fırına verin; yarım saaate pişerler. Pilav ve ayran yanına, biraz turşu, of of!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder