5 Nisan 2010 Pazartesi

Ev Yapımı Makarna



Dünyada çok beğenilen ve tüketilen bir gıda olan makarna, pek çok kaynağa göre ilk çağlardan beri biliniyor. Marco Polo'nun Çin seyahatinden batıya getirdiği söylenir ancak; çok daha eski tarihlerde İtalya'nın çeşitli bölgelerinde makarnanın izlerine rastlamak mümkündür. Yapılan kazılarda Eski Roma Dönemi'ne ait makarna yapımında kullanılan aletler bulunmuş. Tabii ki bu durum İtalya'nın makarnanın anavatanı olarak bilinmesinde sadece bir sebep. En yeni makarna teknolojilerinin İtalya'da başlayıp dünyaya yayıldığını unutmamalı. İngiltere'ye giden İtalyanlardan makarnayı öğrenen İngilizler, bu güzel lezzetin nasıl yapıldığını düşünürken, ağaçta yetiştirildiği söylentisine bile kanmışlar.

Makarna sadece buğday ve sudan oluşan en saf yiyecektir. Ekmeklik buğday değil durum buğdayı kullanılıyor makarna yapımında. Durum buğdayının protein ve kompleks B vitamini oranı ekmeklik buğdaydan daha fazla.

Makarnalık durum buğdayı temizlendikten sonra su ile yumuşatılıyor, irmik taneleri şeklinde öğütülüyor. Elenerek saf parlak sarı renkte makarnalık irmik elde ediliyor. Elde edilen irmik su ile karıştırılarak hamur haline getiriliyor, basınçla şekil verilerek, kalıplara yollanıyor. Şeklini alan hamurlar kurutmaya alınıyor, soğutuluyor, paketlenip raflardaki yerini alıyor.

Tarih boyunca elde, ilkel makinelerde üretilen makarna günümüzde modern teknolojiyle üretiliyor. Ancak elde yapılanın yerini hiçbirinin tutmayacağı aşikar. Bizim topraklarımızda da özellikle Orta Anadolu'da coğrafya etkisiyle, tahılın mutfaklarda ana malzeme olduğunu görürüz. Anadolu kadını yüzyıllardır eriştesini evinde yapmıştır.


Ben de zaman zaman üşenmezsem günlük makarnamı yapıyorum. Hatta kışlık eriştemizi annemle birlikte her yıl mutlaka hazırlıyorum.

Un, yumurta, tuz, süt ve biraz suyla yoğurduğum hamuru önce açıyor, karelere bölüyorum. Sonra her kareyi baş parmağım ve işaret parmağımın arasında sıkıştırıyorum. Bizim oraların söyleyişiyle cimcik, bilien adıyla kelebek, İtalyanlar'a göre farfalle gibi. Bir gazete kağıdının üzerinde bekleyen hamurları kaynayan suya atıp, haşlıyorum. Üstteki yoğurtlanmış, üzerine kızdırılmış yağ ve toz biber gezdirilmiş hali.


Bu halini bildiniz mi peki? Bu erik ekşili ve bol soğanlı. Sıvıyağda soğanları kavuruyorum. Erik ekşisini pestil olarak da kullanabilirsiniz. Ben annemin yaptığı ekşiyi kullanıyorum. Ekşi erikleri yazdan çok az su ile kaynatıyor ve derin dondurucuda saklıyor. Kavrulan soğanlara salça, ekşi, tuz karabiber, toz kırmızıbiber, biraz acı olmasında fayda var, bir su bardağı kadar da su koyup kısık ateşte kaynatıyorum. Hazırlanan sosu haşlanmış hamurların üzerine döküp sıcağıyla yiyin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder