6 Nisan 2010 Salı

Kaldığımız Yerden


Çocuklarda yeme içme alışkanlıkları üzerine başladığımız hoş sohbet sevgülüler günü münasebetiyle yarım kaldı. Gelen değerli yorumlarda da çocuklarımıza doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmada hem fikir idik. Tijen ve Meltem yerden göğe kadar haklısın dediler. Sevgili Mine, biz evde her yemeği pişirelim ki, onlar da bu tadı bilsinler dedi. Öyle ya, tadına bakmadığı ya da bir kere bakıp reddettiği bir yemeği sevmesini nasıl bekleyebiliriz çocuktan? O lahana sevmez, Nalan'ın örneğinde olduğu gibi: paşa mantar yemez! Siz ondan önce yemez derseniz tabii yemez. Bizimkilerin haberi yok (umarım bu yazıyı okumazlar) babalarının arası yoktur karnıbahar ile. Bunu baştan bilselerdi, bugün yemiyor olurlardı karnıbaharı iştahla. Öğlen yemeklerine denk getiririm karnıbaharın kızartmasını, kıymalı yemeğini, sonra akşam babaya, sana kalmadı kusura bakma deriz. O da bir üzülür, bir üzülür. Selen seslenmiş uzaklardan, Endonezya'dan: bizim anlaşmamız var, çocukların bir yemeği tadına bakmadan reddetme şansları yok diyor. Ne yapıyoruz biz de kılıktan kılığa sokuyoruz sebzeleri. Öyle yemedi, böyle. Yemeğini sevmedi, haşlar yoğurt dökeriz, yanına belki köfte koyarız, sevdiği başka bir tatla eşleştiririz. Hepimizin geliştirdiği küçük yöntemler olmuştur konuyla ilgili. Köfte demişken, Beste çocuklarımıza gelişmiş bir damak tadı bırakalım , donmuş patates köfte almayalım, evde kendimiz yapalım dedi.

Aslı'cığım, annesinin alışkanlıklarını sürdürüyor, zeytinyağını çok seviyor, yemek seçmiyor, hem de incecik, güzeller güzeli bir hatun.

Sevil, evlatlarımıza doğru beslenme alışkanlıkları kazandırabilme arzusunu belirtti, pembeli blog komşum Aslı, nohutun yanına ille de pilav istedi, Sevgi, alışkanlıklarımızın izindeyiz, ama yenilikleri denemeye de açığız dedi.

Delfina, zenginlere ,yemek pişirilmeyen, dışarda karın doyurulan evlere kızgınlığını belirtti, çocuklarımızı sağlıkla huzurla büyütmek boynumuzun borcudur dedi. Deniz'ciğim henüz çok genç, zevkle okudum dedi, ilerde olması muhtemel çocukları için bilgiler depoladı aklının bir köşesine.

Zeynep, yeme problemleri yaşadığı oğlu için umutluydu, Kevser diş çıkarmakta olan Umut'a yeni bir çorba tarifi aldı sayfamızdan.

Gülay'a küçükken yemek seçme şansı tanımamıştı annesi, şimdi yemek seçmiyor oluşunu O'na borçluydu.

Zeynep, ben doğuluyum dedi, eti severim, her gün çorba içmezsem duramam dedi. Pelin de doğuluydu, babaannesi o doğduğunda hastahaneye çiğköfte getirmiş, sütten geçsin diye.

Hatice, oğluna yemek konusunda baskı yapmadı, zamanla her şeyi yemeye başladı şimdilerde küçük oğluyla uğraşıyor. Bunu da halledecektir.

Gülay ablacığım, akşam yemeği için babalarının gelmesini muhakkak beklediklerini anlattı, aile olmanın kutsallığına dikkatimizi çekti.

Zehra da bizim kız gibi kurufasülyenin yanına soğan, turşu, yeşillik istedi, küçük Derin, anneannesinin yayla çorbasını istedi.

Ve sevgili İnci, -ki kendisinin katıldığı yarışmadaki derecesi sebebiyle bugünün Kelebek'inde Sahrap Soysal'ın köşesinde ismi geçmekte- büyüyene kadar her şeyi yiyen çocukların şimdilerde kendi yemeklerini hazırlayıp, sofraya ekstra yemekler çıkarmalarından yakındı. Yapma İnci, zaten korkuyorum ergenlik denen musibetten, bir de sen korkutma beni.
Konuyu bu kadar toparlamışken yemek sorunlarından kurtulmak için neler yapmalı diyelim ve sorunun cevabını bir sonraki gönderiye bırakalım. Bu kadar bağlantı dolu bir metin yazmak yorucu oldu haliyle. Zencefilli, kakaolu bir kek tarifi ile virgül konduruverelim,

Malzemeler:

  • 4 yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 2 tepeleme yemek kaşığı yoğurt
  • Minicik tuz
  • 2,5 yemek kaşığı kakao
  • 1 silme tatlı kaşığı toz zencefil
  • 1 silme tatlı kaşığı tarçın
  • 1 çay bardağı pekmez
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket şekerli vanilin

Kek yapayım, zencefilli olsun diye başladığım, sonunda bir de pekmez katıverdiğim bir kekti. Bu yüzden şekeri sanki birazcık fazla geldi. Şeker miktarını birazcık azaltabilirsiniz; ama şekerli seviyorsanız sorun yok. Önce yumurtalarla şeker çırpılır, sonra sıvı malzeme, sonra kuru malzeme sırayla, eklenir, karıştırılır. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında güzelce pişirlir, kürdan testi sonrasında yumuşacık kekinizi fırından alınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder