Temmuz ve ağustos ayları tüm kırmızı bordo mor meyvelerin en altın çağını yaşadığı dönemlerdir. Tıpkı böğürtlenler gibi... Frambuaz- çilek- dut- böğürtlen tüketimim (çiğ olarak özellikle) HAD SAFHALARDADIR. En büyük Zaaflarımdır hatta.
Bu çok kıymetli meyveyi lütfen olabildiğince doğal tüketelim.. Karadeniz, mersin ,bursa ve pek çok şehrimiz çok şanslı..
Bende çocukluğumda Okul yıllarımızda , dikenlerine aldırmadan ne çok yerdim bilemezsiniz. Ellerim çiziklerle dolu , kanamış olsada, ertesi gün yine ; Şimdilerde beylerbeyi' nin köprü ve Kavşak bağlantısını oluşturan dere yollarında yaz aylarının tatil keyfini sürerdik. Sıra sıra bostanlarda dalından yerdik. Her şeyin yeşilden kendi rengine dönmesini seyretmek için öyle çoookk zamanlarımız vardıkiii, nasılda burnumda tüter o masal günleri.
Antioksidon yüklü bu güzel meyvenin birazda yararlarına bakalım :
İnsan sağlığında önemli rolleri olan böğürtlenin, yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlediği, ishallerde (suyunun)çok faydalı olduğu, ağız yaralarına ve ayak yorgunluklarına da iyi geldiği, Diyabet ve böbrek taşları için faydalı olduğu, yüksek tansiyonu düşürdüğü ,ayrıca iyi bir güzellik losyonu olarak da kullanılabildiği bildirildi......
BÖĞÜRTLEN REÇELİ
500 GR. taze böğürtlen
450 gr şeker
1/2 limon suyu
- Yıkanan taze böğürtlenler ,suları havlu kağıt üzerinde bir müddet süzdürülür
- Tencere içine konulup, üzerine şekeri ilave edilir, 2 saat bekletilir.
- Suyunu salınca , ocağa oturtulup henüz soğukken karıştırılır.
- Kaynama noktasında, altı kısılır, 20 dk kaynatılıp , limonu sıkılır.
- 2-3 dk. sonrada kapatılır, ilk sıcağı çıkınca kavanozlara koyulur.
AFİYETLER OLSUN ARKADAŞLAR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder